Amaç bulguru tüm dünyaya tanıtmak. Çin, Japonya, Nijerya'ya bile bulgur satıyorlar

TAKİP ET

Karaman'da 1935'ten bu yana bulgur üreten Duru Bulgur, Çin, Japonya, Tayland, Nijerya'nın da aralarında bulunduğu 52 ülkeye ihracat yapıyor İhsan Duru - "Tanıtım için gittiğimiz yerlerde, o ülkenin geleneksel yemeklerini bulgurla hazırlayarak, Türk bulgurunun bilinirliğini artırmaya gayret ediyoruz. İspanya'da paellayı, İtalya'da risottoyu ve Japonya'da suşiyi bulgurla hazırlayarak tüketicilerin beğenisine sunduk" - "Japonya, Filipinler, Çin ve Tayl

 Karaman'da 1935'den bu yana bulgur üretimi yapan Duru Bulgur, 8 -10 yıl öncesine kadar bir kilo bile bulgurun tüketilmediği Çin, Japonya, Güney Kore, Nijerya gibi ülkelerde dahil olmak üzere 52 ülkeye paketli bulgur ihraç ediyor.

Duru bulguru ilk kuran kurtuluş savaşı gazisi Ziya Duru askerden geldikten sonra 1930'lu yıllarda ticarete başladı. Silifke limanı üstünden İstanbul’a  fıstık, susam ve keçiboynuzu gibi ürünlerin tedarikini gerçekleştiren Ziya Duru, bulgur taleplerini karşılayabilmek adına 1935 yılında Karaman'ın Züğürtler Yaylası’nda ilk bulgurhanesini açarak sektöre girdi.

Duru'nun, 1979 yılında vefatının üzerine baba mesleğini sürdüren oğulları, 1989'da Karaman Organize Sanayi Bölgesi'nde ilk fabrikalarını açtı. Bugüne gelindiğinde Karaman'dan başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 52 ülkeye ihracat yapan Duru Bulgur, dünyada bulgurun tanıtımı amacıyla katıldıkları fuarlarda o ülkenin yöresel yemeklerini bulgurla yaparak tüketicilere farklı damak tadı sunuyor. 

- " Yıllık üretimimiz 60 bin ton"

Duru Bulgur Onursal Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru AA muhabirine yaptığı açıklamada 1935'de küçük bir imalathanede başlayan Duru Bulgur'un bugün sektörün önde gelen kuruluşlarından biri olduğunu söyledi.

1988 yılında ilk modern fabrika kurulduğunda 4 bin ton olan üretim kapasitesinin şimdi 60 bin tona dayandığını ifade eden Duru, " 2 binli yıllardan sonra markalaşmaya önem verdik. Devamlı olarak araştırdık. En kaliteli bulguru üretmeye çalıştık. Bulgur denince sadece köylerde tüketilen ve köylerle ilişiği olan insanların tükettiği bir gıda akla geliyordu. Ambalajlama ve bulgurun şehirleştirilmesi projesini geliştirdik. Ciddi şekilde konusunda uzman ajanslarla çalışmaya başladık. Bu çalışmaların sonunda üretimimiz ciddi şekilde arttı. " diye konuştu.

- " Biz bulguru tüm dünya ülkelerine tanıtmak istiyoruz"

 Şu anda 52 ülkeye ihracat yaptıklarını vurgulayan Duru, şunları kaydetti:

" Şu anda Türkiye'den dünyaya ihraç edilen bulgurun yüzde 80'nini biz gerçekleştiriyoruz. Biz kendimize Dünyada bulgurun tanıtılmasını misyon edindik. Bununla ilgili dünyanın neresinde olursa olsun ciddi gıda fuarlarına katılıp tanıtımlar ve tattırımlar yaptık. Bu kapsamda 12 dilde bulgur yemekleri kitabı hazırladık ve 1 milyonun üzerinde dağıtımını yaptık. Tanıtım için gittiğimiz yerlerde o ülkenin geleneksel yemeklerini bulgurla hazırlayarak, Türk bulgurunun bilinirliğini arttırmaya gayret ediyoruz. Yurt dışındaki fuarlarda İspanya’da paellayı, İtalya’da risottoyu ve Japonya’da suşiyi bulgurla hazırlayarak tüketicilerin beğenisine sunduk. Japonya, Filipinler, Çin ve Tayland gibi bulguru bilmeyen ülkelere ilk defa bulgur ihracatı gerçekleştirdik. Çok enterasan pazarlarda karşımıza çıktı. Mesala hiç bulgur tüketilmeyen Surinam şimdi muazzam şekilde bulgur tüketmekte. Nijerya bulguru hiç bilmediği halde yoğun şekilde bulgur tüketmeye başladı. Biz bulguru tüm dünya ülkelerine tanıtmak istiyoruz."

Dünyada yıllık 420 milyon ton pirinç tüketildiğini, ülkemizin bulgur ihracatının ise 250 bin ton olduğunu belirten Duru, "Tüketim olarak pirinç ile bulguru karşılaştırmak bile mümkün değil. Oysa bulgur pirincin yanında çok daha sağlıklı ve daha çok tüketilmesi gereken bir ürün. Pirincin glisemik endeksi şekere yakınken, bulgur çok düşük. Lif oranı çok fazla. Tok tutan bir ürün. Yolumuz daha uzun olsada biz Duru Bulgur olarak yılmadan çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi. 

- " 1935'den beri değirmenlerimizde dökme taş değil, aynı ocaktan çıkardığımız doğal taş kullanıyoruz"

Duru bulguru diğer markalardan ayıran en büyük özelliğin değirmenlerde kullandıkları taş olduğunun altını çizen Duru, konuşmasını şöyle sürdürdü:

" Bulgur, kaynatılan buğdayın taş değirmenlerde kırılarak elde edilen bir ürün. Taş değirmenlerde kendi aralarında farklılıklar gösteriyor. Şu anda taş değirmenlerde kullanılan taşların büyük bir çoğunluğu zımpara taşı denilen bazı kimyasal maddelerle karıştırılıp bir kalıba dökülerek elde edilen taşlar. Buda kırım esnasında tamamen kırılan ürünün içine karışıp bazı sakıncalar yaratmaktadır. Bizim 1935 den beri kullandığımız taş Karaman'ın Zengen köyünde bulunan bir taş ocağından çıkarılan taşlar. Tamamen doğal. Biz kendimiz ocaktan büyük bloklar halinde çıkardığımız bu özel taşları işleyip değirmenlerimizde kullanmaktayız.  Bu taşın yapılan incelemesinde sağlığa zararlı hiç bir yönü olmadığı gibi faydalı mineraller içermekte. Biz bu taştan başka taş kullanmayız. Bulgurumuzdaki farklılık ve lezzet bundan. Bu taşı kullanmaktan hiç vazgeçmedik. Bu taşı şimdiki modern fabrikalarımıza entegre ettik."